17 Nisan 2008 Perşembe

BİRUNİ

BİRUNİ


Biruni (973 - 1051), Fars kökenli İslam bilgini.
Tam adı Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Birûnî dir.
Batı dillerinde adı Alberuni veya Aliboron olarak geçer.
Gökbilim, matematik, doğa bilimleri, coğrafya ve tarih
alanındaki çalışmalarıyla tanınır. Yaşamı üstüne ayrıntılı
bilgi yoktur.
Yaşamı
4 Eylül 973'te Harezm'de doğdu. Birûnî, Harezm sarayında
astronomi ve matematik öğrendi. Harezm’deki kargaşalıklar
yüzünden bir süre İran'da kaldı. Ardından Ziyariler hükümdarı
Kabus bin Vaşmgir’in sarayına girdi. Bir tür tarih yapıtı olan
el-Âsârü'l-Bâkiye'yi (Geride Kalan Yüzyıllar) orada yazarak
sultana sundu. Harezm'e döndükten sonra, Sultan Memun
bin el-Memun'un sarayında İbni Sina, İbn Miskeveyh,
Ebu Nasr gibi bilginlerle birlikte çalıştı. Gazneli Mahmud'un
Harezm ülkesini fethetmesinden sonra Gazne kentine
yerleşti. Gazneli sarayında büyük saygı gördü. Son
yıllarını Gazne’de geçirdi ve burada öldü.
Orta Asya'lı büyük bilgin El Biruni, 4 Eylül 973 yılında

Harezm'in başkenti Kath yakınlarında doğdu. İlk öğrenimini
Yunan'lı bir bilginden aldı. Tanınmış ve seçkin bir aileden gelen
Harezm'li matematikçi ve gökbilimci birisi tarafından evlat
edinen El Biruni, ilk çalışmalarını bu alimin yanında yaptı. İlk
eseri, Asar-ül-Bakiye' dir.
El Biruni, o zamanın bilginleriyle Buhara'da tanışmış, evrenin

yapısı, serbest düşme ve diğer fizik yasalarını ve bölünmez
parçacıklar üzerinde mektupla yaptığı bazı tartışmalar vardır.
1010 yılında El-Memun Akademisi'ne kabul edildi. Gazneli
Mahmut Harezm'i işgal edince, El Biruni ile birlikte binlerce kişiyi
tutsak aldı. Bunu izleyen on yıl içinde astronomi ve matematik
çalışmalarının doruğuna erişti. Bu tutsaklığı sırasında,
anayurtlarından sürülmüş ve tutsak olan Hint'li bilginlerle
tanıştı. Birçok dilde ilmi çeviriler yaptı.
Astronomi üzerine yaptığı en iyi çalışmayı Gazneli Mahmut'un

oğlu Mesut'a sundu. Sultan Mesut kendisine bir fil yükü gümüşü
hediye edince, "Bu armağan beni baştan çıkarır, bilimden
uzaklaştırır" diyerek bu hediyeyi geri çevirdi.Bu sırada kardeşi
Gülce,Tan adında biriyle evlendi...Ve bir süre sonra 5 çocuğu oldu.
Eserlerinin sayısı yüz elliden fazladır. Yetmiş tane astronomi ve

yirmi tane de matematik kitabı vardır. Tıp, biyoloji, bitkiler,
madenler, hayvanlar ve yararlı otlar üzerinde bir dizin
oluşturmuştur. 1048 yılında 75 yaşındayken ölmüştür.
Mektuplarından, Aristoteles'i bildiği anlaşılır. İbni Sina gibi önemli

bilginlerle beraber çalışmıştır. Hindistan'a birçok kez gitti.
Bu nedenle Hindistan'ı konu alan bir kitap yazdı. Onun bu
kitabı birkaç dile çevrildi. Gerçek bir bilim anlayışına sahipti.
Irk kavramına önem vermezdi. Başka bir halkın ileri
kültüründen derin bir saygıyla söz ederdi. Bir tane de
romanı vardır. Elimizdeki eserlerinin sayısı yirmi üç kadardır.
Eserleri
Birûnî, değişik alanlarda pek çok kitap yazmıştır. Nihâyâtü'l-

Emâkin ("Mekânların Sonları") adlı yapıtı, coğrafyadan, jeoloji
ve jeodeziye (yeryüzü düzlemini ölçme bilgisi) kadar bir dizi
konudaki yazılarını içerir. Sultan Mesud'a sunduğu el-Kanunü'l-
Mesudi, Birûnî’nin astronomi alanındaki en önemli yapıtıdır.
Bilim tarihçilerine göre Birûnî, Kopernik'le başlayan çağdaş
astronominin temellerini atmıştır. Batlamyus ve Aristoteles'in
kuramlarına karşı çıkarak dünyanın durağan değil, dönen bir
kütle olduğunu ileri sürmüştür. Kitâbü’l-Camahir fi Marifeti'l-
Cevahir ("Cevherlerin Özellikleri Üstüne") adlı yapıtında, 23
katı cismin ve 6 sıvının özgül ağırlıklarını bugünkü değerlerine
çok yakın olarak saptamıştır.
Birûnî, bilim ve felsefe alanındaki çalışma ve araştırmalarında

büyük ölçüde İslam düşüncesinin etkisinde kalmıştır. Evrenin
"öncesiz" olmadığını, bir Tanrı'nın varlığına gereksinimi olduğunu
ileri sürmüştür. Birûnî bu savı ile, evrenin "öncesiz" olduğu
düşüncesini savunan İbn Sina'dan ayrılır. Batı'da "Aliboron"
adıyla bilinen Birûnî'nin yapıtları birçok Batı diline çevrilmiştir.

Hiç yorum yok: